14 Mart 2007 Çarşamba

anı yakalamak..

Size de bazen oluyordur eminim, ortada elle tutulur bir neden yokken melankolik hissedersiniz kendinizi, hatta şöyle bir şey neden olsa da rahatlayana kadar adamakıllı ağlasam diye içinizden geçirirsiniz: geçip giden geçmişe, henüz gelmeyen geleceğe, o anki anınıza, aldığınız kararlara, alamadığınız kararlara..o moda girdikten sonra neden çok anlayacağınız:) hele bir de içinizi dökecek, aslında pek de var olmayan moral bozukluğu nedenlerinizi anlatacak ve bunların hiçbirinin üzülmenize değmeyeceğini söyleyecek sevdikleriniz de yanınızda yoksa:( :)

Bir-iki gündür nedense bu moddaydım, beni bilirsiniz, moralimi bozmakta biraz (!) başarılıyımdır:) Ama aynı zamanda yine bu tür zamanlarda insan bir kez daha sahip olduklarının kendisi için ne kadar değerli olduğunu anlar. Tam da ihtiyacınız olan anda ailenizden, sevdiklerinizden gelen bir hal-hatır mesajı, telefonun ucunda duyduğunuz tanıdık bir 'alo', ufacık bir hediye..:) Bize hayatın ne kadar yaşamaya değer, o anımızın bir daha geri gelmeyecek kadar değerli ve sahip olduklarımızdan dolayı ne kadar şanslı olduğumuzu hatırlatan küçük mucizeler:)
:) Şükrediyorum, çünkü benim de mucizelerim var:) onları size söyleyemem, büyüsü bozulur:P ama aşağıda bir tanesi var, buradaki amerikalı Channing adindaki bir arkadaşımın bugün bana verdiği hediyesi:)

Hiç yorum yok:

*Secimler hep vardi.Her sey kaderde yazili olsa da -maktub-, oraya sen secimini yaptiktan sonra yazildi. Ve simdi sira sende, sadece soyle bana: YaZi mi yoksa TuRa mi?