28 Ekim 2009 Çarşamba

karanfil..

Leylaklar soldu, sümbül sarardı
Bülbül ötmez oldu, güller ağladı
Geride bir tek karanfil kaldı
Elimde bir tek karanfil kaldı


Krizantem çiçegi dalından düştü
Papatya falların eline düştü
Geride bir tek karanfil kaldı
Elimde bir tek karanfil kaldı


Balkonlardan çoktan kalktı menekşe
Laleyi sorarsan devri kapandı
Geride bir tek karanfil kaldı
Elimde bir tek karanfil kaldı (Ahmet Süt)


aslında ben hep ayrı bir muhabbet duydum karanfile. ve nedendir bilinmez hep olması gerektiğinden daha az değer verildiği gibi bir his barındırmışımdır içimde bu canım çiçeğe karşı. öyle ya siz hiç bir demet karanfille sevdiğine ilan-ı aşk eden sevgili görüdünüz mü? aşkın derinliğinin simgesi olarak gül, masumiyetinin ve sadeliğinin simgesi olarak papatya geliverir insanın aklına. oysa karanfildir bence her ikisini aynı gövdede barındıran: pervasızca coşkulu ama bir o kadar da samimi bir mütevaziliği vardır karanfilin. ulaşılmaz değildir gül gibi, aslında köşedeki sokak çiçekçisinden demetini 5 liraya bile kapatıverirsiniz. ondan dolayıdır zaten seçim zamanı en çok alınıp, halka dağıtılan çiçek olması:) biraz da bundandır belki de hakkının yenildiğini düşünmem. papatyanınki gibi bir iddiası da yoktur üstelik, söylemez kimseye sevilip ya da mazAllah sevilmediğini. haddini bilir karanfil, ama dilinden insanın yüreğini acıtan bir anlam da dökülmez. genelde susar karanfil, gel gör ki suskunluğu çok şeyler anlatır, tabii anlayana.

ebru yapmaya başladığımda en çok karanfil yapmayı sevdiğimi anlamam bu yüzden beni hiç şaşırtmadı, haklıymışım dedim kendi kendime. gerçekten seviyorum ben karanfili. sevgim gerçek ve samimi, tıpki karanfilin kendisi gibi. sonra rengarenk karanfiller yaptım, birgün belki de kendi karanfil sergimi açıp, teşekkür edeceğim karanfile bana tüm hissettirdikleri için.

ha bir de, geçen gün mustafa cecelinin yeni şarkısını dinledim, sözlerine çok dikkat etmemiştim ama ısınıvermişti içim bu şarkıya birden..sonra öğrendim ki şarkının adı....karanfil imiş:)

ne de hoş bir tesadüf değil mi?:)

3 Ekim 2009 Cumartesi

odamın diğer yarısı..

bu gece son kez odam %100 olacak. yarından itibarense yarım kalacak.

eve dönünce odamın ışığı yanık olmayacak.

odama ilk adımımı atar atmaz çalışma masasının üzerinde msn'i açık bir laptop, yanında hafiften demli bir çay ve bana çevrilmiş bir çift göz görmeyeceğim.

her gece yarın işe ne giysem diye sorduğumda sorum havada asılı kalacak. dolabımla bakışacağız sadece. zaten o da artık %50.

odamdaki küçük dostlarımız da %50. çakır bakan kutup köpekçiği, yanında mini faresi olan minicik kedi yok artık. sadece odanın diğer yarısındaki kocaman ayı kaldı, ona her zaman benimkinin iri kötü bir taklidi olduğu için biraz sinir olsam da onu da özleyeceğim gidince. küçük şefşefim artık kime sarılıp uyayacak o da bilmiyor, o da biraz şaşkın neden dostları teker teker azalıyor diye. ona henüz söylemedim. belki yarın söylerim, bilmiyorum.

odamdaki çekmecenin 2. sırası da boşaldı. aman olsun, artık rahat rahat yayılırım oraya da..bi şekilde tamamlarım belki onu, belki kandırır gönlünü alırım bi şekilde. inanır mı bana, kanar bu oyunuma..

bu gece son kez odam %100 olacak. yarından itibarense yarım kalacak.

odamın öbür yarısındaki yatak bilmem bir daha ne zaman bozulacak. misafir gelirse kullanır belki onu. ama aynı yatak olmaz o zaman da..ben gittiğimde de aynı olmamıştır herhalde benim yatağım.

odamın öbür yarısındaki yatağın ucunda bir çift terlik de olmayacak artık. üzerine çıkarılmış çoraplar da:) oysa aklıma estikçe her birini farklı yerlere saklamak çok eğlenceli oluyordu.

bu gece son kez odam %100 olacak. yarından itibarense yarım kalacak. odam yarım kalacak olsa da yeni odalar katılacak aslında hayatımıza..hem başka bir evde bir odam daha oldu, fena mı? içinde yatağım bile olacak. herkes talip o odaya ama kardeş kontenjanından ben ilk sırada olmayı hakediyorum bence:)

bu gece son kez odam %100 olacak ve yarın ablamın en mutlu günü. bir ömür boyu da mutlu olur inş.

her ne kadar çok uzağa gitmesen de odamız ve ben seni özleyeceğiz. bi de şefşef ve diğerleri de tabii..

kardeşin..
*Secimler hep vardi.Her sey kaderde yazili olsa da -maktub-, oraya sen secimini yaptiktan sonra yazildi. Ve simdi sira sende, sadece soyle bana: YaZi mi yoksa TuRa mi?