7 Ekim 2010 Perşembe

Endülüs'ün Süsü ve Bir Gerdanlık..

Bugün daha önce dinlemediğim, duymadığım bir edebi tür ile karşılaştım: Muwashah..Arapça kelime anlamı olarak "süslenmiş" anlamına geliyormuş. Arap edebiyatının bir uzantısı olan Endülüs edebiyatının, bilhassa da Endülüs şiirinin önemli bir tarzı Muwashah, ya da Türkçe'ye girdiği hali ile Muvaşşah..A.Yaşar Koçak* bu tarz üzerine kaleme aldığı yazısında "Muvaşşaha çoğunlukla beste ile okunmak için yazılırdı. Kasidede olduğu gibi bunlarda da medih, ağıt, övünmü, aşk v.b. gibi konular terennüm edilir" diye ifade eder.

Sözlü ya da enstrümental versiyonları mevcut, ve bu zamana kadar birçok farklı sanatçı tarafından icra edilmiş. Aşağıda benim en çok beğendiğim bir sözlü ve bir de enstrümental versiyonlarını bulabilirsiniz:

Sözlü versiyonu için:
by Bustan Abraham

Enstrümental versiyonu için:
by Adnan Karaduman

2006 yılında Endülüs'e gittiğimde bu şehrin garip büyüsüne kapılanlar kervanına ben de katılmıştım. O kadar aşina gelen ve aynı zamanda o kadar masallarda kalan bir yanı var ki Endülüs'ün..Üzerine yazılmış ne kadar yazı, söylenmiş ne kadar söz, dillerden dökülmüş ne kadar ezgi varsa, sırf Endülüs üzerine oldukları için efsunlu hale gelmiş sanki. Sanatı Endülüs'ü süslemiş, Endülüs sanatını taçlandırmış. Muwashah da bu süslerin şahı olmuş adeta. Dinleyince siz de hak vereceksiniz.

"Güvercin Gerdanlığı" (Tavku'l-Hamame fi'l-ülfe ve'l-ullaf)

Genelde muwashahlar aşk ve tasvir üzerine söylenegelmiş. Bustan Abraham grubunun söylediği Muwashah'ın sözlerini bulamadığım için, bu muwashah'ın ne üzerine olduğundan emin değilim. Ama dert etmedim sözleri bulamayınca, belki bir parça sevinmiş bile olabilirim:) Zira müziği sözlerini anlamadığımız bir dilde dinlemenin de ayrı bir büyüsü var; öyle ki bazen anlamını öğrendiğimizde hayal kırıklığına bile uğrarız. Bu yüzden bu muwashah size dinlediğiniz anda ne hissettiriyorsa, konusu varsın o olsun.

Bu arada yukarıdaki resmi merak edenler için not olarak düşeyim: Resme denk geldiğim ve yazı sonunda linkini bulabileceğiniz blogdan öğrendiğim üzere "Klasik İslam Edebiyatında, güvercinlerin boynunu çevreleyen halka biçimindeki tüyler –güvercin gerdanlığı-, boyna geçen ve sonsuza kadar kalan ‘aşk zinciri’ sembolü olarak kabul edilmiş ve Arap edebiyatında birçok şair tarafından kullanılmış."** Bu resim, kendisi de Endülüs'lü olan İbn Hazm'ın ünlü eseri Güvercin Gerdanlığı: Sevgiye ve Sevenlere Dair adlı kitabından uyarlanmış bir resim. Kendisi aşkı simgeleyegelmiş bir şehrin bağrından çıkan bir üstad yine aşk üzerine bir eser yazıyor. Değil mi ki bu eser de Endülüs'ün büyüsüne bulanmış, süsünden nasiplenmiş, bu durumda kulak vermek de bize düşüyor..

Muwashah ile başladığım yazımı Güvercin Gerdanlığı ile bitirmiş oldum. Hesapta olmayan bir birarada oluş oldu bu, ama çok yakıştılar birbirlerine sanki:)

Hiç yorum yok:

*Secimler hep vardi.Her sey kaderde yazili olsa da -maktub-, oraya sen secimini yaptiktan sonra yazildi. Ve simdi sira sende, sadece soyle bana: YaZi mi yoksa TuRa mi?