18 Ağustos 2007 Cumartesi

neler yaptim neler:)

İstanbul'da 3. haftam..Haftaya cumartesi yine göründü Florence yollari..buraya gelince sanki buradan hiç gitmemişim gibi hissettim, şimdi tekrar gidiyorum, sanki her şeye yeni başlıyormuşum gibi hissediyorum nedense..buraya geldiğimde her günümü buraya yazarim diye plalamıştım, ama o kadar hizli ve dolu dolu geçiyor ki günlerim:) bazen hizina ben bile yetişemiyorum:) sadece yaşamaya zaman yetiştirebiliyorum sanki, kaldi ki bir de yaşadıklarımı yazıya dökmek..bazıları buna tembellik de diyebilir tabii:P Ama hazır vakit bulmuşken, kısa bir özet geçeyim burada..

İstanbul'u yeniden fethediyorum bu günlerde:) bu şehirden birçok şehir çıkar hakkaten..su gibi bir şehir istanbul..kana kana içsen de susuzluğun geçmiyor:) ben de gez gez biteremiyorum:) turist ömer gibi sanki her yerini gezmek zorundaymışım gibi hergün dışarlardayım. Sıcak hava bile önümü kesemiyor, baya susamışım bu şehre anlayacağınız:)

Köyden geçtiğimiz çarşamba döndük. Cuma günü de Maslak'a gittim, ofisimi ziyarete:) Bir buçuk sene gidip geldiğim o yollara tekrar dönmek bile heyecanlandırdı beni:) Metro inşaatı hala devam ediyor, ama yol çalışması tamamlanmış. ATM'nin ön tarafına da yeni bir cafe açılmış. Hala kumpirci yok ama:) Devamli geldiğim ofise o gün ziyaretçi kartı ile girmek çok garip oldu ne yalan söyleyim..reyhancim da o gun izne çıkıyormuş, gitmeden goreyim dedim. Çok da iyi oldu, herkesi gördüm. Fatih Bey, yurtdışında olduğu için onu bu hafta perşembe gününe kadar göremedim. Ama kızlarla baya bi hasret giderdim:) Havva ablacımı da çok özlemişim zaten:) O gün bütün gün ofisteydim, ofisin baya da bir hareketli bir gününe denk gelmişim zaten, anlayan anladi:)
Pazartesi günü de Pınar'la Beşiktaş'ta buluştuk. Beşiktaş-Ortaköy-Taksim turu yaptık:) Dolu dolu bir gündü. Phınarcımla konuşmayı, hele hele gülmeyi çoooooook özlemişim. Onun tercümesiyle yayımlanan ilk kitabını aldım "Ölüm Kadar Basit" (kitapçınızda, ısrarla isteyin:P) Hemen imzalattım tabii. Dönüş yolunda uçakta bitirmeyi hedefliyorum:) O gün Ortaköy'de, İstiklal'de baya bir yürüdük, deniz havasi aldik, taksim'de uğurböcekli pasta yedik, mağazalara baktık, pınar buruşuk ayakkabilarını aldı:), bol kahkaha ve limonata dolu şekerli bir gündü kısacası:) İyi ki varsın pınarcım..bugün için tekrar teşekkür ederim..

Perşembe günü yine ofise gittim, bu sefer Fatih Bey'i ziyarete.., Fatih Bey'le konuşmayı özlemişim gerçekten. Saat 2'ye kadar ofiste kaldim, sonra eve döndüm.
Bir ara da Heybeliada'ya gittim:) Heybeliada'da artık heybe satılmıyor bu arada..nedense benim aklımda öyle kalmış:P Sallıyor da olabilirim tabii..
İşte böyle..Yarın 2 günlüğüne Armutlu'ya gidicez galiba ablamla. Bizim kızlar (elufcuum, İlknure ve Zişot) 19-23 arası rezervasyon yaptırmışlar. Bu sıcaklarda havuz, rüzgar ve kızlarla muhabbet ilaç gibi gelecek anlayacağınız:P
:)

Hiç yorum yok:

*Secimler hep vardi.Her sey kaderde yazili olsa da -maktub-, oraya sen secimini yaptiktan sonra yazildi. Ve simdi sira sende, sadece soyle bana: YaZi mi yoksa TuRa mi?