29 Eylül 2010 Çarşamba

hayat bu işte: bir varmışın, bir yokmuşun; bir buradasın bir de bakmışın oradasın..

Bugün bloğumun yeni tasarımını ablama da gösterdim. O da çok beğendi. Bir de özlemişim bloğumla ilgilenmeyi, dahası cümleler kurmayı. Bilgisayarda sayfa sürekli açık duruyor zaten, aklıma estikçe iki dakika da olsun oturup klavyeye uzanıyorum işte.

Bu aralar etrafta tuhaf bir hareketlilik var: birileri bir yerlerden başka bir yerlere gidiyor, kimi hazırlıklı kimi hazırlıksız, bazen de giden hazırlıklı da kalanlar şaşkın.

Geçtiğimiz cumartesi günü (25.09.2010) ortaokuldan çok yakın bir arkadaşımın muhterem annelerini yolcu ettik şu zahiri dünyadan ebedi aleme. Giden hazır ve mutlu, kalanlar giden adına mutlu ve huzurlu - da bir şu özlem yok mu? Hem alışmak zorunda olduğunu bilmek hem alışmak istememek..Bir hatıralarla mahzun tebessüm etmek; bir her zaman oturmuş olunan koltuğa, giyilen terliğe, evin dört bir yanına bakıp iç geçirmek, buğulu gözler ardında engel olamamak yine gözyaşlarına..Teselli edecek söz yok, sade ve sade tevekkül ve teslimiyet --bir de Hz. Yakub'un dediği üzere 'şimdi bize düşen bir güzel sabırdır' düsturu..

Bu gidişler hep olacak da Rabbim tüm sevdiklerimize, bilhassa anamıza, babamıza, kardeşlerimize hayırlı, uzun ömürler ihsan eylesin inş.

Gidişler dedik ya bu dünya içinde de gidişler oluyor, Rabbim uzun ayrılıklar vermesin. Ablacık bugün Halkalı'ya taşınıyor. Hemen yanıbaşımdan, odamın diğer ucundan evime 15 dk uzağa taşındığında da garip bir boşluk oluşuvermişti içimde. Şimdi de çok sevdiğim şehrimin henüz görmediğim birçok semtinden birine yolcu ediyoruz. Allah yeni evinde de huzur, mutluluk ve sağlıklar nasip etsin.

Özleyince ve aklına estikçe hiç olmadı bir akbil uzaklığında bir yolculuk olduğu için bu, sana da binler şükürler olsun Rabbim..

Hiç yorum yok:

*Secimler hep vardi.Her sey kaderde yazili olsa da -maktub-, oraya sen secimini yaptiktan sonra yazildi. Ve simdi sira sende, sadece soyle bana: YaZi mi yoksa TuRa mi?