7 Temmuz 2007 Cumartesi

Dün gazetelere göz atarken, Barış Akarsu'nun geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini öğrendim. Üzüldüm gerçekten. Allah rahmet eylesin. Ölümün gerçekliğini ne kadar bilsek de, buna ne kadar inansak da, ölüm hayatımıza uzaktan da olsa ne zaman yaklaşsa, gerçekliğini idrak etmede zorlanıyor yine de insan. Barış Akarsu'nun vefat haberini okuduğumda da bunu hissettim. Şahsen tanımıyorum tabii ki, sadece televizyondaki Akademi Türkiye yarışmasında izlemiştim. Bir de Beşiktaş'taki Çay Bahçesinde arka masamda oturuyordu arkadaşıyla. Orada görmüştüm yakından.

Diyeceğim, bir zamanlar seninle aynı havayı soluduğunu bildiğin birinin artık bu hayatta olmadığını bilmek insana garip geliyor. Ölüm, insan icin ne kadar gerçekse bir o kadar da bilinmez..Bilmediği bir şeyi de insan hayatına yakınlaştıramıyor..Sanki hep uzaklardaymış gibi..birazcık yaklaşınca da allak bullak ediveriyor aklımızı..Annem dedemin vefat haberini ilk soylediğinde de olayın gerçekliğini algılayana kadar, 2-3 dakika ne bir şey hissedebilmiş, ne konuşabilmiş, ne de ağlayabilmiştim. Sadece arkamı dönüp, odama gitmiş, odanın ortasında öylece durmuştum. Sanki rüyada gibi, sanki annem hiç o cümleyi kurmamış gibi..Allah bizi sevdiklerimizin ölümleriyle imtihan eylemesin inşAllah..Onlara hayırlı, uzun hayatlar nasip eylesin. Amin.

Allah Barış Akarsu'ya rahmet, ailesine ve sevdiklerine sabırlar ihsan eylesin.

Hiç yorum yok:

*Secimler hep vardi.Her sey kaderde yazili olsa da -maktub-, oraya sen secimini yaptiktan sonra yazildi. Ve simdi sira sende, sadece soyle bana: YaZi mi yoksa TuRa mi?